Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek BM İklim Değişikliği Konferansı öncesinde yayınlanan BM Çevre Programı (UNEP) yıllık Emisyon Açığı Raporu, her yıl mevcut küresel emisyonlar ile ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak için gereken seviyeler arasındaki farkı değerlendiriyor. Ülkelerin Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC'ler) Paris Anlaşması'nın hedefleriyle karşılaştırıyor ve aradaki “emisyon açığını” kapatmak için çözümler araştırıyor.

Iğdır’a nefes ol.. Bir fidan'da sen dik.. Iğdır fidan dikmeden buluşacak Iğdır’a nefes ol.. Bir fidan'da sen dik.. Iğdır fidan dikmeden buluşacak

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek BM İklim Değişikliği Konferansı öncesinde BM Çevre Programı (UNEP) yıllık Emisyon Açığı Raporu’nu yayınlandı.

UNEP’in 15. yılına giren Emisyon Açığı Raporu, her yıl mevcut küresel emisyonlar ile ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak için gereken seviyeler arasındaki farkı değerlendiriyor. Ülkelerin Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC’ler) Paris Anlaşması’nın hedefleriyle karşılaştırıyor ve aradaki “emisyon açığını” kapatmak için çözümler araştırıyor.
Rapora göre küresel sera gazı emisyonları 2023 yılında 57,1 GtCO2e ile yeni bir rekor kırarak 2022 seviyelerine göre yüzde 1.3 artış gösterdi. Son bulgular sera gazı emisyonlarının yanlış yönde ilerlemeye devam ettiğini ve ısınmayı 1,5°C ile sınırlama hedefini daha da zorlaştırdığını gösteriyor.

Rapor, küresel ısınmayı kontrol altına almak için acil iklim eylemleri yapılmazsa dünyanın yüzyıl sonuna kadar 2,6°C’lik tehlikeli bir ısınmaya doğru ilerlediğini ortaya koyuyor. Hâlihazırda uygulanmakta olan tüm Ulusal Katkı Beyanları (NDC’ler) yetersiz kalırken, hiçbir önlem alınmazsa bu artışın 3,1°C’yi bulabileceği ve bu durumun ekonomiler, ekosistemler ve toplumlar üzerinde yıkıcı etkiler yaratabileceği belirtiliyor.

Raporda, Paris Anlaşması’nın 1,5°C hedefine ulaşılabilmesi için küresel emisyonların 2019 seviyelerine göre 2030 yılına kadar yüzde 42, 2035 yılına kadar ise yüzde 57 azaltılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Hedefin 2°C’de tutulması içinse 2030’a kadar yüzde 28, 2035’e kadar ise yüzde 37 oranında azaltım yapılması öngörülüyor.

Güneş ve rüzgâr enerjisinin 2030 yılına kadar küresel emisyonların yüzde 27’sini, 2035 yılına kadar ise yüzde 38’ini azaltmada rol oynayabileceği belirtilen raporda, yenilenebilir enerjinin iklim krizinin çözümünde büyük bir potansiyel sunduğu vurgulanıyor. Buna rağmen, bu teknolojilere yönelik yatırımların artırılması gerektiği de ifade ediliyor.

Raporda, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için 2021-2050 yılları arasında yılda 0,9-2,1 trilyon ABD doları ek yatırım gerektiği belirtilirken, hareketsizliğin maliyetinin ise aşırı hava koşulları, tarım ürünlerinde azalma gibi felaketlerle çok daha ağır olacağına dikkat çekiliyor. Yıllık küresel ekonominin 110 trilyon ABD doları olduğu göz önüne alındığında, hem enerji talebini karşılayacak hem de kalkınma ihtiyaçlarına yanıt verecek ek yatırımlara gereksinim duyulduğu kaydediliyor.

G20 ülkelerinin küresel emisyonların yüzde 77’sinden sorumlu olduğuna dikkat çeken rapor, bu ülkelerin 1,5°C hedefini mümkün kılmak için daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, Şubat 2025’e kadar yeni NDC hedeflerinin belirlenmesi gerektiği ve bu hedeflerin küresel emisyonları 2030’a kadar neredeyse yarı yarıya azaltma vaadini içermesi gerektiği vurgulanıyor. COP29’a ev sahipliği yapacak olan Bakü’nün de bu süreçte iklim eylemlerine liderlik yaparak diğer ülkelere örnek olması isteniyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ