Iğdır’ın Aralık ilçesinin Aşağı Çamurlu köyünde besicilik yapan Yavuz Alagöz, zorlu ekonomik şartlarla mücadele eden çiftçilerden biri. Alagöz, "Besicilik ve kurbanlık hayvancılığından vazgeçip süt hayvancılığına geçtim, maliyetimi düşürmeye başladım," diyor. Bu değişim, çiftçilerin her geçen gün artan maliyetlerle nasıl başa çıkmaya çalıştığını gösteriyor.
Hayvancılıkta düşüş: "55'ten 22'ye düştüm"
Yüksek yem fiyatları, arpa ve silaj maliyetlerinin artması, besicilerin gelirlerini zorlaştırıyor. Alagöz, "Bu sene epey bir geriledik. 55 hayvanla başladım, şu anda 22’ye düştü," diyerek, sektördeki hızlı değişimlere dikkat çekiyor. Ayrıca, ithal etin piyasa fiyatlarını etkileyerek sektörü zor duruma soktuğunu belirtiyor: "İthal etin kurbandan önce gelmesi bizi bitirdi. elimizde olan besileri rahatlıkla verebilecekken, alıcılar bu ithal et alımı sonrası bizim besilerden vazgeçti. Birçok hayvan elimde kaldı, 80 TL’ye vermem gereken hayvanı 55 TL’ye verdim."
"Maliyetleri düşürmeye başladım"
Alagöz, besicilikten süt hayvancılığına geçişin daha sürdürülebilir olduğunu belirtiyor. "Besicilikten ve kurbanlıktan vazgeçtim, direkmen süt işine döndüm. Bu şekilde maliyetimi düşürmeye başladım," diyor. Ancak, süt üreticiliğinde bile maliyetlerin hala yüksek olduğunu vurguluyor.
"Büyük alıp büyük satmak çok riskli"
Alagöz, hayvancılıkla ilgili belirsizliğin ve riskin kendisini tedirgin ettiğini dile getiriyor: "Büyük alıp büyük satmak çok riskli. Piyasayı ne olacağı belli olmuyor, bu yüzden küçük alıp satmak daha güvenli." Bu belirsizlik, birçok çiftçi gibi Alagöz’ü de geleceğe dair tedirgin ediyor.
Fiyatların sabitlenmesi gerek"
Süt hayvancılığına geçiş yaparak maliyetleri düşürmeye çalışan Alagöz, şimdilik işini bu şekilde sürdürmeyi planlıyor. Ancak, yem ve girdi fiyatlarının sabitlenmesi gerektiğini vurguluyor: "Arpa ve besi yemi fiyatları çok yüksek, bu işin bir düzeni olmalı. Fiyatlar, 270 TL’ye kadar düştü ama saman ve yem hala düşmüyor, bu da bizi zorluyor."
