Iğdır’da “Dünya Kadın Hakları Günü” Dolayısıyla İstişare Toplantıları Düzenlendi Iğdır’da “Dünya Kadın Hakları Günü” Dolayısıyla İstişare Toplantıları Düzenlendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarması, bu yönde atılmış çok cesur bir adımdır. Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz” dedi. 
Cumhurbaşkanı Kabinesi Toplantısı Sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Erdoğan, "Öncelikle, maarif davamızın öncüleri olan öğretmenlerimizin, dün kutladıkları 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bir kez daha tebrik ediyorum. 23 Kasım’da gerçekleştirdiğimiz programla hem ulvi bir vazifeyi yerine getiren sevgili öğretmenlerimizle bir araya geldik. Hem de 20 bin yeni öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Vatanımızın her bir köşesinde, birer eğitim neferi olarak aşkla görev yapacaklarına inandığım yeni öğretmenlerimizi tekrar kutluyorum" dedi.
Eğitimi, son 22 yıldır önceliklerinin ilk sırasına yerleştirmiş bir iktidar olduklarının altını çize Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Şurası da bir gerçektir ki; eğitimde değişime ve yeniliğe direnmek, bizatihi hayatın kendisine direnmek manasına gelir.Ülkemizde maalesef kendini halen 1940’ların şartlarında gören, eğitime bir gelişim ve tekâmül aracı olarak değil, bir ideolojik formatlama aracı olarak bakan bir kesim bulunuyor. 'Kökü mazide ati' tasavvurumuza uygun bir şekilde hayata geçirdiğimiz Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizin uygulanmasında, bu çevrelerin temelsiz eleştirilerine, engellemelerine ve sabotajlarına maruz kalıyoruz” dedi.
"Milletçe hepimizin geleceğini ilgilendiren eğitim meselesi, günlük siyasi tartışmaların ve ideolojik takıntıların objesi haline getirmenin yanlıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm paydaşların katkısı alınarak hazırlanmış, bilimsel, kuşatıcı, modern, milli ve manevi değerleri önceleyen, insanı merkeze alan yeni modelimiz, Türkiye Yüzyılının inşasını kolaylaştıracaktır. İstikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz 20 milyon öğrencimizin en iyi şekilde yetişmesi, en iyi eğitimi alması, imkanlardan en iyi şekilde ve eşit olarak istifade etmesi için üzerimize düşeni yapacağız. Yine önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ekonomik şartları iyileştikçe, bunun öğretmenlerimize de etki etmesi için her türlü adımı atacağız. Bir kez daha tüm öğretmenlerimize emekleri, fedakarlıkları, sabırları için ülkem ve milletim adına teşekkür ediyor, şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, emekli öğretmenlerimize sağlıklı, hayırlı ömürler diliyorum" diye konuştu.

"Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden, kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık"
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde, şiddetin olmadığı bir Türkiye ve dünya için çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, "Kim ne derse desin, Türkiye, bizim hükümetlerimiz döneminde, kadına şiddet başta olmak üzere şiddetin her çeşidiyle mücadelede tarihi nitelikte kazanımlar elde etmiş, ülkemiz çok ileri bir noktaya gelmiştir. Kadına yönelik yanlış algıların kırılmasından iş, eğitim ve siyaset alanındaki bariyerlerin kaldırılmasına kadar nice başlıkta sorunları çözdük, eksikleri giderdik, meselelerimizin üzerine gitme cesareti gösterdik. Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden, kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık" dedi.
Son 22 yılda bu konuda çok köklü, çok kapsamlı reformları devreye aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette tüm sorunları çözdük iddiasında değiliz. Ama geriye doğru baktığımızda aşılmaz görülen duvarların yıkıldığı, nice yanlışın, nice hatalı uygulamanın düzeltildiği tartışmasız bir gerçektir. Dünün gözümüzde büyüyen sorunları bugün artık tarihe karıştı; inşallah bugünün sorunları da yarın önümüze çıkmayacak. Kadınlarla dayanışma içinde fiziki ve psikolojik şiddete karşı mücadelemizi devam ettireceğiz" değerlendiresinde bulundu.

"Türkiye olarak, İsrail hükümetinin saldırgan politikasına ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz" 
Dış politikada oldukça yoğun ve karmaşık bir gündemle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırıların Lübnan’ı, Suriye’yi ve diğer bölge ülkelerini de içine alacak şekilde genişlediğine dikkat çekti. Erdoğan, "Birileri ısrarla görmezden gelse de, Türkiye’nin hemen yanı başında son derece kanlı, son derece tehlikeli bir savaş tam 14 aydır devam ediyor. Türkiye olarak, İsrail hükümetinin saldırgan politikasına ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz. Katıldığımız her uluslararası toplantıda, Gazze’de yaşanan vahşete dikkat çekiyoruz. Gazze’ye gönderilen insani yardımlar noktasında da 86 bin tona ulaşan yardım miktarıyla ilk sırada yer alıyoruz. İsrail’le ticareti tamamen keserek, yaklaşık 9,5 milyar dolarlık bir ticaret hacminden sarfı nazar ettik. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma başvurumuzu geçtiğimiz aylarda yaptık. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası örgütlerde İsrail’i çatışmaları durdurmaya zorlayacak tedbirler alınması için uğraşıyoruz. İslam dünyasının İsrail hükümetine karşı tek yürek, tek bilek olması için yoğun gayret gösteriyoruz” açıklamasını yaptı.
“Biz, insanlığımızın sınandığı bu imtihan günlerinde; Filistin halkına ve Gazzeli mazlumlara kardeşlik görevimizi yerine getirmenin derdindeyiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin, Filistin halkının haklı mücadelesine verdiği güçlü desteğin en yakın şahidi, bizzat Filistinli, Gazzeli kardeşlerimizdir. Böyle insani bir meseleden dahi siyasi rant devşirmeye çalışan siyaset tüccarlarını, bugüne kadar muhatap almadık, bundan sonra da almayız. Çoğu çocuk ve kadın 50 bin masumun kanı üzerinden oy hesabı güdenleri önce Allah’a, sonra da aziz milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Şahsımıza, partimize ve iktidarımıza işbirlikçi iftirası atanlar, önce gitsinler, Filistin direnişine terör yaftası vuranlarla kurdukları işbirliğini sorgulasınlar; 14-28 Mayıs seçim sürecinde Suriyeli mazlumlara yönelik ırkçı söylemlere sessiz kalmalarının hesabını versinler. Kimse kusura bakmasın; bizim, Filistin Davasına sağladığımız desteğin zekâtı bile bunların tamamının yaptıklarından katbekat fazladır" diye konuştu.

"Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin tamamen özgürleşinceye kadar tüm gücümüzle, tüm imkanlarımıza kardeşlerimizin yanında olacağız" 
Türkiye’nin Filistin, Gazze ve Lübnan için görünenden, konuşulandan, basına yansıyandan çok daha fazlasını yapmakta olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin tamamen özgürleşinceye kadar tüm gücümüzle, tüm imkanlarımıza kardeşlerimizin yanında olacağız. Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi İkinci Olağanüstü Ortak Zirvesi’ndeki konuşmamızda, bu dik ve dirayetli duruşumuzu yine çok güçlü biçimde ortaya koyduk. Riyad toplantısında, Gazze’deki katliamın durdurulması için ülkemizin attığı adımlardan ve insani yardım çabalarından sitayişle bahsedildi" dedi.
Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi’ne katılmak üzere gittikleri Bakü’de de iklim krizi yanında Gazze’deki İsrail barbarlığını gündeme getirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada ayrıca Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede attığı adımları anlattım. Eşim Emine Erdoğan’ın girişimleriyle başlatılan ve kısa sürede küresel bir projeye dönüşen 'Sıfır Atık Hareketi'nin önemini ifade ettim. Her iki zirvede pek çok devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeler yaptık; ve bunların tamamında Gazze ve Lübnan’daki katliamlara dikkat çektik. 14 Kasım’da ülkemize resmi ziyarette bulunan Katar Emiri Şeyh Temim’le olan görüşmemizin ana konusu ticari ve ekonomik ilişkilerimizin yanı sıra, Gazzeli ve Lübnanlı kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılardı. Aynı şekilde 18-19 Kasım tarihleri arasında Brezilya’nın RİO şehrinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesinde de Gazze soykırımıyla birlikte İsrail’in işgal ve istila politikasının ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için oluşturduğu tehdidi tüm boyutlarıyla muhataplarımıza izah ettik” değerlendirmesini yaptı.

"İnsan haklarında mangalda kül bırakmayanların katliamlarını sürdürmesi için İsrail’e verdiği koşulsuz destek, herkes gibi bizi de öfkelendiriyor" 
Tüm bunlar apaçık ortadayken, Filistin meselesi konusunda Türkiye’yi haksızca eleştirmenin, bir hassasiyetin değil, kötü niyetin göstergesi olduğunu söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:
“Şehit edilen her Filistinli kardeşimizin acısı, herkes gibi bizim de yüreğimizi dağlıyor. Sıkıştırıldıkları 360 kilometrelik dar bir alanda, bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren kardeşlerimizin dramları, herkes gibi bizi de hüzünlendiriyor. İnsan haklarında mangalda kül bırakmayanların katliamlarını sürdürmesi için İsrail’e verdiği koşulsuz destek, herkes gibi bizi de öfkelendiriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden uluslararası medya kuruluşlarına kadar elimizi attığımız her yerde şahit olduğumuz ikiyüzlülük, herkes gibi bizim de umutlarımızı kırıyor. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen, yılmadan, siyonist lobinin baskılarına teslim olmadan, kimseden çekinmeden, korkmadan Filistin halkına ve Gazzeli kardeşlerimize destek oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz. Filistin halkı da bu zor günlerin sonunda felaha, barışa, huzura kavuşacak; zalimler kaybedecek, kazanan Filistin Davası olacaktır.”
Soykırım suçlularının döktükleri masum kanlarının hesabını mutlaka adalete vereceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarması, bu yönde atılmış çok cesur bir adımdır. Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır. Bu kararın uygulanması, Roma Statüsüne taraf ülkeler için bir samimiyet testi teşkil ediyor Kararı uygulamakla yükümlü ülkelerin çoğunun destek beyan etmesini, bu bakımdan takdire şayan buluyoruz. Türkiye olarak, biz de, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz” diye konuştu.

"Diğer sahalarımızla birlikte 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğalgaz üretimimizle karşılıyoruz" 
BOTAŞ’ın kuruluşunun 50’nci yıldönümü münasebetiyle Anadolu Ajansı öncülüğünde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı desteğiyle tertiplenen İstanbul Enerji Forumu’nun sektörün geleceğine ufuk çizen bir toplantı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Enerjide Tam Bağımsız Türkiye hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Madenciliğin, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki hacmini 20 yıl gibi bir sürede 4 katına çıkararak, 2023 yılında 270 milyar liraya ulaştırdık. Maden ihracatımızı 7 kat artırarak 2023 yılında 5,7 milyar dolara çıkardık.2024 yılında bor ürünlerinden, yüzde 97’si ihracat olmak üzere, toplam 1,3 milyar dolar satış rakamını yakalayacağız. Doğalgazda, Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretimimiz 7 milyon metreküpü buldu. Diğer sahalarımızla birlikte 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğalgaz üretimimizle karşılıyoruz. Bölücü terör örgütünden temizlediğimiz bölgelerde petrol arama-sondaj çalışmalarımız kesintisiz sürüyor. Muhalefetin, keşfimizi açıkladığımızda akıllarınca dalga geçtiği Gabar’daki petrol kuyularımızda, günlük üretim miktarı 57 bin varile yükseldi. 2024 yılında; Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondajı tamamladık. Bu sondajlarda 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin şu an günlük ürettiği petrol miktarı 155 bin varili geçmiştir. Son bir yılda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi neticesinde, 11 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını önledik. Önümüzdeki 11 yılda rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü, 4 kat artışla, 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin 70 yıllık hayali olan nükleer enerjiyi, Akkuyu Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz. Akkuyu Santrali devreye girdiğinde, inşallah Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu temin edecek. Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle artan enerji ve emtia fiyatlarından vatandaşlarımızın olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbiri aldık. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgaz faturalarına, 2023 yılında 328 milyar lira, 2024 yılının ilk 10 ayında da 275 milyar lira destek olduk. Halihazırda meskenlerde kullanılan elektriğe düşük kademede yüzde 60, yüksek kademede yüzde 40; doğalgaza ise yüzde 63 destek uygulanıyor” ifadelerini kullandı.
Dar gelirli vatandaşlara elektrik tüketim desteği kapsamında hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovatsaat kadar destekleme yapıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıl başından beri 4,1 milyon haneye 8,1 milyar lira elektrik tüketim desteği, 654 bin haneye ise 1,4 milyar liralık doğalgaz tüketim desteği verdik. Bu sene içinde 1,6 milyon haneye toplam 1,4 milyon ton kömür dağıtımı yapıyoruz. Bir taraftan enerjide yeni atılımlar gerçekleştirirken, diğer taraftan da sosyal devlet vasfımızın gereğini ifa etmeye çalışıyoruz” dedi.
Bugünkü kabine toplantısında çalışma-sosyal güvenlikten dış politikaya, içişlerinden savunma ve güvenlik meselelerine kadar pek çok konuyu değerlendirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bakanlıklarımızın 2025 yılı bütçesine dair görüşmeler, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam ediyor. Halka hesap vermenin en önemli nişanesi olan bütçe sürecine, kabine olarak, büyük önem atfediyoruz. Geçen yıl boyunca yaptıklarımızı tek tek anlatırken, gelecek yılla ilgili vizyonumuzu ve hedeflerimizi de milletimizin temsilcileriyle paylaşıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi, bizim halkımızdan gizlimiz-saklımız yoktur” dedi.

"Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz de yoktur" 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde bütçe görüşmelerinde yaşananlar da vardı. Erdoğan, "Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz de yoktur. Hükümetlerimizin alameti farikası bugüne kadar daima şeffaflık ve hesap verebilirlik olmuştur. Muhalefetten gelen her çeşit yapıcı eleştiriye, tenkite, teklife, fikre açık olduğumuzu defalarca vurguladık. Türkiye’nin ufkunu açan, yolunu aydınlatan, millete ve memlekete hayrı dokunacak her öneriye kapımızı ardına kadar açık tutuyoruz. Ama; zorbalığa, kabadayılığa, komisyon basıp Gazi Meclis’in çatısı altında terör estirilmesine de hiçbir surette eyvallah etmeyiz. Geçtiğimiz günlerde Meclis’imizden yansıyan sahneler, hepimizin yüzünü kızartmış, muhalefetin hizmet gibi bir derdinin olmadığı görüşmüştür. Genel Kurul safahatında benzer kötü sahnelerin yaşanmaması en büyük temennimizdir. Herkesin sorumluluk duygusuyla hareket ederek, Gazi Meclis’imizin milletimizin gözündeki konumuna gölge düşürmeyeceğine inanıyorum” açıklamasını yaptı.
Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi; eğitim, sağlık, gıda, ticaret gibi alanlar başta olmak üzere tüm hizmetlerin vatandaşların hak ve menfaatlerini koruyacak şekilde icra edilmesinin öncelikleri olmaya devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatandaşlarımıza hizmet veren her kurumun denetim ve teftişi konusunda bugüne kadar gösterdiğimiz hassasiyet kamuoyumuzun malumudur. Ancak son günlerde kamuoyuna yansıyan birtakım hadiselerde denetim ve yaptırım zafiyeti olduğuna dair bir intiba oluştu. Bu algının önüne geçmekte kararlıyız. Kim olursa olsun hiç kimse hukuktan, nizamdan, kanunun kendisine yüklediği mesuliyetleri yerine getirmekten azade değildir. Devlet kadroları içinde farklı vasıflarda çalışan herkesin görevi, halkımıza en iyi şekilde hizmettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 85 milyonun tamamının hizmetindedir, bütün vatandaşlarının emrindedir. Millete hizmetten kaçmanın, halkın verdiği imkanları suistimal etmenin hiçbir mazereti olamaz. Hele hele bulunduğu konumu menfaat sağlama vasıtası olarak görenlere asla müsamahayla yaklaşamayız. Bir süredir milletimizden çokça şikâyet aldığımız yetkisiz çakar ve tepe lambası kullanımıyla ilgili cezaları artırdık. Ruhsatsız ateşli silahlar konusunda da kapsamlı bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Her iki hususta da bundan sonra kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız” diye konuştu.
Kamu kurum ve kuruluşlarının inceleme ve denetleme faaliyetlerinin daha etkin ve düzenli bir şekilde yürütülmesi amacıyla bir adım daha attıklarını duyuran Erdoğan,” Devlet Denetleme Kurulumuzla ilgili bir genelgeyi inşallah bugün yürürlüğe koyuyoruz. Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulumuz; teftiş, rehberlik ve denetim faaliyetlerini bundan sonra çok daha sıkı takip edecek. Hatası, kusuru, ihmali, yanlışı olan kim varsa, bunun gereğinin yapılmasını temin edecek" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA